YENİ DÜNYA DÜZENİNE ÇOMAK: HAMAS
Koca koca kayaları hareket ettirip deviren altındaki küçük çakıl taşı değil midir?
“Siz atmadınız, Allah (cc) attı”[1] ayeti celilesi gereğince bu işi HAMAS yapmadı, Allah (cc) yaptı, desem nasıl karşılarsınız?
Biraz değişik geldi… ağır oldu… kafa mı buluyorsun bizimle gibi homurdanmaları duyar gibi oluyorum. Peki, İsrail Gazzeyi işgale bahane bulmak için yaptırdı; İran gaz verdi, bu gaz ile Hamas yaptı sonra İran da Hamas’ı sattı; Hamas’ın bizatihi kendisi yaptı vs… denilince oluyor da bizim dediğimiz neden ihtimallerden birisi olmuyor?
Malum, imanın şartlarından birisi de “hayrihi ve şerrihi min Allahu teala” dır. Yani hayır da şer de Allah’tandır. Hayrı ve şerri yaratan ve neyin hayır veya şer olduğunu bilen Allah’tır (cc).
Neden İnsan Allah’ın (cc) dediklerini düz, yorumsuz olduğu gibi anlamak istemez. Gelin meseleleri bir de düz, yorum katmadan bizim dediğimiz ihtimalden / pencereden bakalım: “Hamas yapmadı, Allah (cc) yaptı /rdı”.
Niçin mi?
Yenidünya düzeni diye yutturulan bu zulüm düzeninin ipini çekmek için. Sahte riyakâr ABD, Batı, Hindu, yamyam bilmem ne belanın gerçek yüzünü gözümüze sokmak için. Filistinli kardeşlerimizin çilesinin artık dolduğunun işaret fişeği için… birbirini teyit eden gerekçeleri sıralamak mümkündür.
Daha da anlaşılamamış ise daha fasih lisan ile ifade edelim. Mademki bu dünyaya imtihan için geldik, Cenabı Hak, imtihan için yaptı desek ne dersiniz? Buraya itiraz gelmeyeceğini düşünüyoruz.
Olaya bizim ihtimalden / pencereden bakıldığında kazananların ve kaybedenlerin farklılık gösterdiği görülür. Bu sebeple kimlerin kazanıp kimlerin kaybettiğini anlamak meseleyi anlamak olacaktır. Hem olayın iyi anlaşılması hem de kayıtlara geçmesi açısından kaybedenleri ve kazananları buraya not düşüyoruz.
Kazananlar;
- Filistinli, anne karnındaki bebekler dâhil şehit çocuklar kazandı. Ebedi ahiret yurdunda Resullerle ve Nebilerle cennetle müjdelendi.
- Filistinli şehit anne kazandı, Cenabı Hak ayakaltına koyduğu cennetine ve zatına biran önce kavuşmasını diledi. Zira onun imanını ve teslimiyetini çok sevdi. Sivrisinek kanadı kadar değer vermediği dünya ve içindeki riyakâr insanlarla daha fazla aynı yerde tutmak istemedi.
- Filistinli şehit baba kazandı, zira imanı gereği, eşinden ve çocuklarından önce şehit olmuştu. Babaydı. Rabbisine imanının gereğini yaptı. Müjdeyi en önce o almıştı. Filistin’in çilesinin bittiğinin müjdesi idi bu. Zamanı gelmişti. Özgürdü zira Rabbisinden başkasına itaati yoktu. Örnekti, şehadette de örnek oldu. Önden giden oldu.
- Filistinli mücahid kardeşim kazandı. Rabbisi ondan razı o da Rabbisinden razıydı. Korkusuzdu. Cesurca tankların, bombaların üzerine atılıyordu ancak Rabbisi ona henüz değil. Sizi tüm dünyanın gözüne sokacağım. Güçlü olanın değil imanı olanın kazanacağını göstereceğim, “iman varsa imkân var, Allah’ımız yoksa hiçbir şeyimiz yok” duruşunuzu abideleştireceğim dedirtiyordu. Mücahidim canını Hakka arz ediyor, Allah (cc) büyük bir keyifle “ben senden razıyım ve seninleyim” deyip ibreti âlem için onlara ölümsüzlüğü bahşediyordu. Şehid sevabıyla beraber ölümlerine müsaade etmiyor kırk canlı gibi ortada savaşa devam ediyorlardı.
- Diğer bir kazanan ise dünyanın neresinde olursa olsun. Eliyle, (bizzat cihada katılan, yardım eden, yardım gönderen, boykot eden, boykota katılan), diliyle (zulmü haykıran, zalime diliyle karşı duran, yazan, çizen vs) veya en az kalbiyle buğzeden içi parçalanan, Müslüman kardeşim.
- Yine insanlığın gereği olarak; sahte, ikiyüzlü, teşkilatlara, devletlere, yöneticilere hâsılı zalime ve zulme destek verene karşı gösteri yapan henüz Müslüman olmamış insan kardeşlerimiz. Rabbim onlara bu vesileyle hidayeti nasip eylesin.
Bu minval üzere bu olayın kazananlarını çoğalmak mümkündür.
Kaybedenlere bakacak olursak;
- Siyonizm, ABD, Batı, BM, AB ve bilcümle insan haklarına dayalı teşkilatlar kaybediyor zira dünyanın gözü önünde canlı yayınlarda “soykırım suçu “işleniyor, ses yok. Riyakârlıklar diz boyu.
- İnsan görünümlü, hayvanlardan da aşağı olan güruhlar kaybediyor zira Allah’ın söz verdiği vaade doğru yol alıyorlar. Tüm gemilerini, füzelerini, bombalarını alıp geldiler. Hayvandan daha aşağı halleriyle içlerini dışa vurdular. Kendilerine vadedilen cezaya layık olduklarını gösterdiler[2].
- Diğer bir kaybeden güruh; adı soyadı İslam olan, şeriat olan, cümle teşkilatlar cemiyetler (İslam İşbirliği, Arap Birliği, İslam Cumhuriyetleri, şeriatın hâkim olduğu iddiasında olunan beldeler vs). Zira İslam ve din adına oynanan tiyatroyu HAMAS’ın küçük bir çakıl taşı yerle yeksan eyledi.
- Yine “uçan kaçan sözde şeyhler”in bir türlü uçamamaları ve asıp kesen bilumum zevatın “lay lay lom” hiçbir şey yokmuş gibi Gazzeye kör ve sağır oluşları; “ılımlı, tatlı su Müslümanları”, “sevelim sevilelim” şiarını yanlış anlayıp böyle zamanlarda dahi insanları bu sözlerle uyutan din tacirleri ve din adına ortaya çıkmış güruhlar kaybediyor. Zira bunca zulme, bunca katle rağmen ayeti kerimede buyrulan “emrolunduğun gibi dosdoğru ol” emrini yerine getiremeyen hadisi şerifte buyrulan; “elle düzeltemiyorsan dille söyle, dille de düzeltemiyorsan bari buğzet, buğz; imanın en zayıf olanıdır”[3] hükmü gereğince buğzunu bile gösteremeyen güruh… Ne oldu size?
Olanı özetle tekrar edip yazıyı kapatalım:
Hamas küçük bir çakıl taşı attı ve kurulan devasa bil cümle düzenler çatırdadı. Daha neler oldu neler, bir bilseniz…
Dedik ya ayeti kerime öyle buyuruyor: “onu sen atmadın biz attık”[4] (Enfal 17).
Hâce-i Hâcegân [5]
Hâcegân Vakfı Genel Başkanı
[1] Enfal Suresi 17. Ayet: “Onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü ve attığın zaman sen atmadın, fakat Allah attı ve böylece de kendi katından, inananlara güzel bir nimet vermek, onları denemek istedi. Şüphe yok ki Allah her şeyi duyar, bilir.”
[2] Hadisi şerifte Cenabı Peygamber ﷺ :“Öyle ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak ama ağaç ve taş dile gelerek ‘Ya Müslim! Ey Allah (c.c.) kulu! Gel, bak benim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda, gel onu cezalandır, diyecek. Sadece ‘gargat’ ağacı bunu söylemeyecek çünkü o Yahudi ağacıdır” buyruluyor. (Sahih-i Müslim, Kitab-ul Fiten H. 2239).
[3] Resulullah ﷺ şöyle buyurdu: “Sizden her kim bir kötülük veya çirkin bir şey görürse onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse diliyle değiştirmeye çalışsın. Ona da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin ki bu da imanın en zayıf derecesidir” (Müslim, İman 78).
[4] Enfal Suresi 17. Ayet: “… ve attığın zaman sen atmadın, fakat Allah attı ve böylece de kendi katından, inananlara güzel bir nimet vermek için onları denemek istedi. Şüphe yok ki Allah her şeyi duyar, bilir.”
[5] Hâce-i Hâcegân: Hâcegân yolunun hocası