Haram Helâl Duyarlılığı
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Hamd; bizleri yoktan var eden, varlığından haberdar eden, bizleri Kur’an’a muhatap kılan, Rabbimize mahsustur. Salât ve selam; Efendimize (sav) onun âline ashabına tabiin etbau tabiin ezvacının ve ehlibeytinin üzerine olsun. Rabbimiz (cc);
وَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّذ۪ٓي اَنْتُمْ بِه۪ مُؤْمِنُونَ ﴿
“Allah’ın size verdiği helal ve temiz rızıklardan yiyin ve iman etmiş olduğunuz Allah’ın yasaklarından sakının” buyurdu.(Maide 88)
Allah Rasulu (sav) de;
“- عن عليٍّ رَضِيَ اللَّه عَنْهُ… « اللَّهمَّ اكْفِني بحلالِكَ عَن حَرَامِكَ ، وَاغْنِني بِفَضلِكَ عَمَّن سِوَاكَ».رواهُ الترمذيُّ
“Allahım! Bana helâl rızık nasib ederek haramlardan koru! Lutfunla beni senden başkasına muhtaç etme!” diye buyurmuştur. [Tirmizî, Daavât 111.]
Değerli kardeşim;
Rabbimiz insanı en değerli varlık olarak yaratmış, tertemiz fıtratını korumak, ebedi kurtuluşa ulaşmasını sağlamak için ona bazı sınırlar çizmiştir.
Hayatımız boyunca riayet etmemiz gereken bu sınırlara, helal ve haram diyoruz.
Helal; yaratılışın gaye ve hikmetlerine uygun olan güzelliklerdir.
Haram ise mükerrem olarak yaratılan insanın, onur ve haysiyetini zedeleyen, ona zarar veren çirkinlikledir.
Helal; Allahın rızasına uygun söz fiil ve tutumlar,
Haram ise Rabbimizin gazabına insanların kınamasına neden olacak kötülükledir.
Değerli Kardeşim;
Helali gözetmek, Allah’a iman etmenin yani ona verdiğimiz kulluk sözüne sadakatin göstergesidir.
Harama bulaşmak ise, bu sözü göz ardı etmektir.
Helalin peşinden koşmak, nezih ve şerefli bir hayat yaşama gayretidir. Harama dalmak ise zihni ve gönlü bulandırma, heva ve hevesin arzu ve isteklerin esiri olma halidir.
İnsan helale ne kadar yaklaşırsa huzura da o kadar yaklaşır, harama doğru yürümenin sonu ise pişmanlıktır, mutsuzluktur.
Peygamberin yolunda yürüyen bir mümin, helal haram duyarlılığına sahip olmak zorundadır.
Zira, mümin imanın gereği olarak Rabbini seven, helal ve haram duyarlılığında sahip olan, sınırlarını bilen, kendini tanıyan insandır. O vicdan ve merhametini yitirerek hiçbir canlıyı incitmez, duyarsız, hürmetsiz ve iffetsiz davranarak kendisinin ve başkasının haysiyetini çiğneyemez.
Değerli kardeşlerim;
Mümin, şu geçici dünyada sayılı nefeslerini, falcılık, kumar, şans oyunları, faiz, rüşvet, tefecilik, hırsızlık, gibi haksız kazançlarla tüketmez.
Helal olmayan yiyecek ve içeceklerle sağlığına yazık etmez.
Mümin öyle bir insandır ki, yetim malına el uzatmaz, kul ve kamu hakkına girmez. Helal rızık peşinde koşar, eş ve çocuklarıyla anne babasıyla komşu ve akrabalarıyla iyi muamelede bulunur, insanlarla iyi geçinir.
Zira Veliyyullahın biri, bu konuyu anlatırken şöyle bir tespitte bulunmuştur. Müminin gece kalkıp teheccüd namaz kılması, onun takva bir insan olduğunu göstermez, takva sahibi olduğu, rızkının helal olup olmadığından ve muamelatının güzel olup olmadığından anlaşılır.
Kardeşlerim, mümin yalan, iftira, kötü sözlerle dilini kirletmez, emanete asla ihanet etmez, verdiği sözden dönmez, bozgunculuk yapmaz.
Değerli kardeşim;
Müminler olarak her birimiz helal ve haram sınırları karşısında tutumlarımıza bakalım ve şu soruyu soralım;
- Helal ve haram duyarlılığı çerçevesinde bir hayat tarzına sahip miyiz?
-
Yoksa günahı umursamayarak haramdan kaçınmayarak dünya ve ahiret mutluluğumuzu tehlikeye mi atıyoruz?
Kardeşlerim;
Mümine yaraşan harama ve helale karşı uyanık olmaktır, insan hata yapabilir ama hata yapanların en ferasetlileri en kısa zamanda hatadan dönen ve tövbe edenlerdir.
Harama düşmemenin yollarına bakacak olursak;
1- Takvaya sarılmak,
وَمَنْ يَتَّقِ اللّٰهَ يَجْعَلْ لَهُ مَخْرَجًاۙ ﴿﴾ وَيَرْزُقْهُ مِنْ حَيْثُ لَا يَحْتَسِبُۜ﴿
“Kim Allah’ın koymuş olduğu sınırları korursa Allah ona bir çıkış yolu gösterir. Ve ona hiç beklemediği yerden rızık verir.” (Talak 3)
2- Sınırlara dikkat etmek. Efendimiz (sav);
إِنَّ الْحَلاَلَ بَيِّنٌ وَإِنَّ الْحَرَامَ بَيِّنٌ وَبَيْنَهُمَا مُشْتَبِهَاتٌ لاَ يَعْلَمُهُنَّ كَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ، فَمَنِ اتَّقَى الشُّبُهَاتِ اسْتَبْرَأَ لِدِينِهِ وَعِرْضِهِ، وَمَنْ وَقَعَ فِى الشُّبُهَاتِ وَقَعَ فِى الْحَرَامِ
“Helâl bellidir; haram da bellidir. İkisinin arasında ise birtakım şüpheli şeyler vardır ki insanların çoğu bunları bilmezler. Kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve ırzını (namus ve haysiyetini) korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse, harama düşmüş olur.” buyurmaktadır.(Müttefekun aleyh)
3-Kanatkar olmak,
Helal az bile olsa değerlidir zira İslam âlimleri; buğday tanesi ağırlığında da olsa bir helal Allah katında dünyalar dolusu haramdan daha makbul ve sevimlidir buyurmuşlardır. Çünkü haram pistir, haram necistir.
قُلْ لَا يَسْتَوِي الْخَب۪يثُ وَالطَّيِّبُ وَلَوْ اَعْجَبَكَ كَثْرَةُ الْخَب۪يثِۚ
“Deki; Kötünün, pisin çokluğu sana ilginç gelse de temiz ile pis müsavi olur mu?”( Maide 100)
4-Lüks ve gösterişten uzak durmak,
İnsanoğluna tevdi edilen tüm imkanlar emanet hükmündedir nasıl ve nerede kullanılması gerektiği İslam tarafından belirtilmiştir. Herkes mesuliyet oranında bu nimetlerden hesaba çekileceklerdir.
5- Dini eğitime yönelip bunu amele dökmek,
6- İşini doğru ve güzel yapmak,
وَاَحْسِنُوا اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَ ﴿﴾
“İşinizi iyi yapınız Allah işini doğru ve güzel yapanları sever.” (Bakara195)
Haramdan temizlenmek için;
1- Hatayı fark etmek ve ona dönmek,
2-Affa sarılmak,
3- Rehavete kapılmamak,
4- Şeytanın tuzağına düşmemek,
5- Salih amellerle tövbesini desteklemek,
Rabbim, bizlere helal ve haram bilinciyle sürdürdüğümüz bir ömür bahşeylesin. Allah’ım senden faydalı ilim, helal ve temiz rızık ve makbul bir amel istiyoruz, lütfeyle!
Efendimizin duasıyla bitirelim;
اللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ الْهُدَى وَالتُّقَى وَالْعَفَافَ وَالْغِنَى
“Allah’ım senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği istiyoruz, bizlere lütfeyle.” (Müslim, Zikir, 72.)
Selam ve dua ile…
Osman KELEŞ