Hâcegân Yolunun Esasları
Bir umre ziyaretinde Mekke’de Kâbe-i muazzamanın huzurunda tefekkürde iken Hâcegân büyükleri bir kalem ve kâğıt almamı ve zamanın insanının kemâlât yolcuğu için lazım olan esasları detaylıca izah etmemi istediler. Orada zamanın insanı için güncellenen Hâcegân yolunun on iki esası oluşturuldu. Önce kendi nefsimizde tatbikle tecrübeler edindik. Uzunca bir tatbikat ve müzakare sonucu 12 esasın içerikleri hazırlanarak Hâcegân büyüklerine sunuldu ve tasdik gördü. En son Hâce Abdulhâlık Gucduvani (ks) (1103-1179) tarafından belirlenen esaslar[1], böylelikle günümüz insanı ve zamanın şartları dikkate alınarak güncellenmiş bulunmaktadır. Ne kadar hamd etsek şükretsek azdır.
Müslümanın tabir caizse kolonları diyebileceğimiz bu esaslardan ilki “akl-ı selim olmak” idi. Akabinde aklın vücut bulduğu, iskân ettiği, kalp işlendi. “Kalbi selim olmak” üzerinde duruldu. Kalpte cereyan eden akıl, ruh ve nefs mücadelesi sonucu insanda oluşan anlayışın nasıl olması gerektiği üzerinde duruldu. Akıl, kalp ilişkisi sırasında insanın ufkunu oluşturan tefekkür üzerinde duruldu. Yine kalpte akıl, nefs ve ruh üçleminde cereyan eden muhasebeden bahsedildi. İnsanın, Cenâb-ı Hakkı her an hatırda tutması, O'(cc) nun ismi şerifleriyle hem dem oluşu ve kalp temizliğinde önemli rolü olan zikir meselesi “zikir ehli olmak” başlığı altından incelendi.
İnsanın bu kemâlât yolculuğunda karşılaşacağı nimet ve musibet halinde nasıl bir şükür ve nasıl bir sabır halinde olunması gerektiği hususları “şükür ehli olmak” ve “sabır ehli olmak” bahsinde işlendi. Arkasından zikirle cilalanan kalbin, tefekkürle ufuk turu yapan aklın, sabır ve şükürle pişen insanın takva yolcuğundan bahsedildi. Zühd kavramı ile zühdden ne anlaşılması gerektiği hususu “zühd ehli olmak” esası üzerinde duruldu.
Belli bir olgunluğa erişen insanın bu aşamadan sonra dışa dönük açılım yapması gerektiği üzerinde durularak “hizmet” kavramı incelendi. Hizmet için öncelikle insanın birtakım aşamalardan geçmesi gerektiği belirtildi. Gerek hizmet esnasında gerekse bundan sonraki aşamalarda Cenâb-ı Hakla girişilen manevi alışverişin daha yoğunlaştığını, bu yoğunluğa rağmen gelinen seviyenin Cenâb-ı Hakka tevekkül konusunda bazen yetersiz kalabileceği “tevekkül ehli olmak” bahsini gündeme getirdi. Cenâb-ı Hakka tevekkül konusunun önceki tüm aşamalardan daha üst bir kemâl olduğu belirtildi. Zira İmamı Gazali hazretleri; “Her zahid mütevekkil olmayabilir ancak her mütevekkil zahiddir” sözü ile tevekkül haline sahip insanın zühdü yaşadığını, bize göre, çok takva, tüm şüpheliden kaçan, nafilelerle gecesini gündüzünü geçiren, fikir, zikir, şükür üzere olan bir insanın sıra tevekküle gelince nasıl da duvara toslayabileceği detaylıca incelendi.
İşte bu kemâlât yolcuğunda tevekkülden bir sonraki durak teslimiyet durağıdır. Teslimiyeti yaşayan insan tüm merhaleleri adım adım geçmiştir. Her ehli tevekkül teslim olmuş değildir. Ancak her teslim, ehli tevekküldür. Kemâlât yolculuğunda teslimiyeti yaşayan kişi hem zahiddir, hem şakirdir, hem sabirdir, hem mütefekkirdir, hem mütevekkildir. Teslimiyet öyle kuru kuru teslim olma işi değildir. İçinde birçok kemâli barındıran üst bir haldir. Kemâlât yolculuğunun son durağında artık “maiyet sırrı” diye tanımladığımız Cenabı Hak ile birlikte yaşama sanatı başlamaktadır. Kişinin istidadı doğrultusunda, kimi seyri ilAllahı yani Allaha (cc) seyri yaşar, kimi seyri fillahı yaşar. Allah’ta fani olur orada kalır. Kimisi seyri anillahi yaşar. Yani Allahtan insanlığa hizmet için dünyaya döner. Ve yaşadığı demi insanlarla paylaşır. Gerçek kemal, fenafillahtan sonra bir ömür yanıp yakıldığınız sevgiliye kavuştuktan sonra Cenabı Hakkın muradını okuyarak O’nun i’yalleri mesabesindeki insanlara hizmet etmek için dünyaya ve insanın içine geri dönmektir. Hani yanık sesli hak aşıkları vardır. İnsanlar Hakkı bulamamış o yüzden yanık kalmış zannederler. Bu kişiler Haktan hizmet için dönmüş ancak o demi de getirmiş Hak aşıklarıdır. Allah (cc), bizi bildiği gibi yapsın. Teklifini tercih etmeyi tevfik buyursun. Bizi bize bırakmasın. İnsan olmanın şerefini layıkıyla yaşamayı ve yaşatmayı nasip eylesin. Her demde, O’nunla birliktelik sırrına erenlerden eylesin.
Kısaca maiyet sırrı denilen bu demin usul ve esaslarının yer aldığı, zamanın insanının kemâlât yolculuğu için güncellenen Hâcegân yolunun bu 12 esası, mübarek beldelerde vücuda geldi. Önce kendi nefsimizde tatbikle tecrübeler edindik. Uzunca bir tatbikat ve müzakare sonucu 12 esasın içerikleri hazırlandı, Hâcegân büyüklerine sunuldu ve tasdik gördü elhamdulillah. Bu esaslar, öz bir şekilde Allah’ın (cc) izni ve inayetiyle burada sizlere aktarılmaya çalışılacaktır.
Bugünün insanının kemalat yolculuğu için güncellenen Hâcegân yolunun 12 esası sırasıyla şöyledir:
1) Akl-ı selîm olmak,
2) Kalb-i selîm olmak,
3) Anlayış-ı sahih olmak,
4) Tefekkür ehli olmak,
5) Muhasebede daim olmak,
6) Zikir ehli olmak,
7) Şükür ehli olmak,
8) Sabır ehli olmak,
9) Zühd sahibi olmak,
10) Hizmet ehli olmak,
11) Tevekkül sahibi olmak,
12) Teslimiyette daim olmak.
Hâce-i Hâcegân [2]
Hâcegân Vakfı Genel Başkanı
[1] Kelimatı Kudsiyye diye bilinen Hâce Abdulhâlık Gucduvani (ks) hazretleri (1103-1179) tarafından belirlenen Hâcegân Yolunun 11 prensibi şöyledir:
- Hûş der-dem: Nefes alıp verirken, gaflette olmamak. Her alınan-verilen nefeste uyanık bulunmak.
- Nazar ber-kadem: Başkasına değil, kendine bakmalıdır. Gözün ayak ucuna bakarak yürümesi, fuzûlî bakışlardan sakınması ve kendini koruması.
- Sefer der-vatan: Halktan ayrılıp Hakk’a gitmesidir. Her adımda aslına, hakka yürümek.
- Halvet der-encümen: Halk içinde de olsa, halvet hali olmalıdır. Halk içinde Hak ile yalnız kalmak.
- Yâd kerd: Mürşidin verdiği zikri, kalb ve dil ile daima tekrarlamak. Kalp ve lisanın tevhid zikrini habs-i nefesle birleştirmek.
- Bâz geşt: Zikirle Allah’a dönüş, vuslât düşünülmelidir. Matlüb ve Maksud’un ancak Allah’ın rızası olduğunu bilmek.
- Nigah-daşt: Kalbi zararlı düşüncelerden korumak. Kalbi havâtırdan korumak.
- Yâd-daşt: Masivâyı bırakarak, sadece Allah’ı düşünmektir. Her nefeste Allah ile olmak.
- Vukuf-ı Zamani: Müridin zamanı çok iyi değerlendirmesidir. İçinde bulunduğu zamanı bilmek ve değerlendirmek.
- Vukuf-ı Adedî: Dersin adedi ve gerçek manası düşünülmelidir. Zikirde sayıya riâyet etmek.
- Vukuf-ı Kalbî: Kalbi uyanık tutmak gerekir. Kalbi “Allah” zikri, fikri ve emri ile meşgul etmek.
[2] Hâce-i Hâcegân: Hâcegân Yolunun Hocası.
Vakıf Genel Başkanımız (Hâce-i Hâcegân) tarafından kaleme alınan ve sitemizde yayınlanan Hâcegân yolunun esaslarına aşağıda yeşil olarak gözüken bölümlerin üzerine tıklayarak erişim sağlayabilirsiniz.
1. AKLI SELİM OLMAK
2. KALBİ SELİM OLMAK
3. ANLAYIŞI SAHİH OLMAK
4. TEFEKKÜR EHLİ OLMAK
5. MUHASEBEDE DAİM OLMAK
6. ZİKİR EHLİ OLMAK
7. ŞÜKÜR EHLİ OLMAK
8. SABIR EHLİ OLMAK
9. ZÜHD SAHİBİ OLMAK
10. HİZMET EHLİ OLMAK
11. TEVEKKÜL SAHİBİ OLMAK
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
12. TESLİMİYETTE OLMAK
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm