Oruç İbadeti ve Hikmetleri
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Kudreti ile canlarımızı yaratan, hikmeti ile konuşturan, lütfu ile duyuran, Kerem’i ile bağışlayan, Hz.Muhammed Mustafa (sav) Efendimize Ümmet kılan, bizleri bu dünyaya insan ve Müslüman olarak gönderen Rabbimize hamd; ‘’Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım’’ ifadesine muhatap olan Sevgili Peygamberimize, O’nun âline, Ashabına, Tabiun, Etbau Tabiun, Ezvacına ve Ehli Beytine salât ve selam olsun;
Sevgili Kardeşlerim;
Mevzumuza Cengiz Numanoğlu’nun bir şiiri ile başlamak istiyorum;
Dünya arzuları kuşattı beni,
Köle kıldım bu nefsime bedeni,
Gör ki, yorgun düştüm özledim seni,
Hoşgeldin ey onbir ayın sultanı.
Özledim, o solgun nurlu tenleri,
Günahtan arınmış ak bedenleri,
Rahman cemaline aşk çekenleri,
Hoşgeldin ey onbir ayın sultanı.
Hoşgeldin beşerin gönül köşkü’ne,
Şahit ol ki ibadetler meşkine,
Ve Hazreti Muhammed’in aşkına,
Hoşgeldin hoşgeldin ey onbir ayın sultanı.
Bakara Suresinin 183. ayeti kerimesinde Cenabı Hak şöyle buyurmaktadır:
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
“Ey Müminler, kötülüklerden ve haramlardan korumanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı.”
Ramazan ayının girmesi ile beraber Müslümanlar üzerine farz kılınan oruç tutulmaya başlandı. Rabbim hakkıyla bu orucu tutabilmeyi Ramazan’ın feyzinden bereketinden istifade edebilmeyi nasip eylesin. Bugünkü yazımızda oruç ibadeti ve hikmetlerinden bahsetmeye çalışacağız..
Oruç, Farsça kökenli bir sözcüktür. Ruze kelimesinin türkçeleştirilmiş halidir. Arapçada ( صوم – صيام) kelimesi ile ifade edilir. Kuranı Kerim’de onbir yerde geçen savm (صوم) sözlükte; kişinin kendisini yeme, içme yürüme ve koşma gibi herhangi bir söz, eylem ve davranıştan alıkoyması, susması bir şeye karşı kendini tutması ve engellemesi anlanlarına gelmektedir. Dini terim olarak savm ( صوم); Müminin, ibadet niyetiyle imsak vaktinden iftar vaktine kadar kendisini yeme, içme ve cinsi münasebetten kendisini alıkoymasıdır.
Değerli kardeşlerim;
Oruç ibadetinin geçmişi, insanlık tarihi kadar eski, kadim bir ibadettir. Ey Müminler, kötülüklerden ve haramlardan korumanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı (Bakara 183). Ayetteki “sizden öncekiler” ifadesi ilk insan Hz Adem’e kadar bütün insanları içerir. Hz. Nuh’un bayram günleri hariç her zaman oruç tuttuğu, Hz.İbrahim’in her ayın üç gününde oruç tuttuğu, Hz. Musa’nın Tur dağında kaldığı kırk gün süresince oruç tuttuğu bildirilmiştir.
Ramazan orucu hicretten 1,5 yıl sonra Medine’de Bedir Savaşı öncesinde, Bakara suresinin 183. ayetin inmesi ile farz kılınmıştır. Farziyeti; Kitap, Sünnet ve icma ile sabittir. Oruç; akıllı, baliğ, sıhhatli mukim her Müslüman olan erkek ve kadına farzdır.
Oruç ibadetinin FAZİLETİNE bakacak olursak;
1-Oruç, sevabı çok olan bir ibadettir;
Oruç, riyanın en az karıştığı bir ibadet olduğu için, sevabı en fazla olan ibadetlerden sayılmıştır. Yüce Allah (cc) ibadetlere on katından yediyüz katına kadar sevap verir, oruç ibadetine ise Allah’ın verdiği sevap sınırsızdır. (Müslim Sıyam 164)
2- Ramazan orucu, günahlara kefaret olur;
Efendimiz (sav); “kim inanarak ve sevabını umarak ramazan orucunu tutarsa Allah o kimsenin geçmiş günahlarını bağışlar” buyurmuşlardır. (Buhari Sıyam 6)
3- Cennetin reyyan kapısı oruçlu onlara mahsustur;
Efendimiz (sav); “Cennette Reyyan adında bir kapı vardır ki buradan kıyamet gününde sadece oruç tutanlar cennete girer, onlarla birlikte bu kapıdan başkaları girmez” buyurmuşlardır. ( Müslim Siyam 166)
Oruç ibadetinin HİKMETİNE bakacak olursak;
Tüm ibadetlerde olduğu gibi orucun da dini, ahlâki, ruhi, sosyal, ekonomik, tıbbî ve pedagojik (eğitim) yönünden pek çok hikmetleri vardır. Bunlardan birkaçını şöyle sıralayabiliriz.
1- Oruç, cehennem ateşine karşı bir kalkandır;
Peygamber Efendimiz (sav) orucumuzu kalkana benzetmiştir. Kalkan, kişiye gelebilecek zarardan koruduğu gibi oruçta Müslüman’ı cehennem ateşinden korur. Bu noktada şöyle buyurmuştur; “kalkan savaşta sizi koruduğu gibi oruç da cehennem ateşinden korur”. (İbni Mace Savm 1)
2- Oruç, Müslüman’ın ahlakını güzelleştirir;
Oruç, insana köklü bir irade terbiyesi veren, insanı kötü alışkanlıktan temizleyen iyi huylar kazandıran bir ahlak eğitimidir. Hadisi şerifte;
الصِّيَامُ جُنَّةٌ مِنَ النَّارِ، فَلَا يَجْهَلْ يَوْمَئِذٍ، وَإِنِ امْرُؤٌ جَهِلَ عَلَيْهِ فَلَا يَشْتُمْهُ وَلَا يَسُبَّهُ، وَلْيَقُلْ إِنِّي صَائِمٌ
“Oruç bir kalkandır, sakın bir kimse oruçluyken cahillik edip de, kem söz söylemesin, birisi sataşır veya kötü söz söyleyecek olursa ben oruçluyum, ben oruçluyum desin”. (Buhari Savm 9)
Kişiyi haram ve kötülüklerden korumayan oruç, amacına ulaşmamış demektir. Zira Efendimiz (sav); “kim yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı bırakmazsa, Allahın onun yemesini ve içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur” buyurmuştur. (Buhari Savm 8)
3-Oruç, merhamet duygularını geliştirir;
Oruç tutan bir Müslüman, açlık ve susuzluğu nefsinde tatmakla, ihtiyaç içerisinde bulunan fakir ve yoksulların halini anlamış olur. Böylece kendisinde fakir ve yoksulluk çekenlere yardım etme fikri açığa çıkar. Efendimiz (sav);
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : الرَّاحِمُونَ يَرْحَمُهُمُ الرَّحْمَنُ ارْحَمُوا أَهْلَ الأَرْضِ يَرْحَمْكُمْ مَنْ فِى السَّمَاءِ
”Siz yeryüzündekilere merhamet ediniz ki, gökteki (melek)ler de size merhamet etsinler.” buyurmuşlardır. (Ebû Dâvûd, Edeb, 58)
4- Oruç, sağlığı korur;
Orucun sağlığımız yönünden önemini bilen Efendimiz (sav), ümmetine; ‘’oruç tutunuz, sıhhat bulursunuz’’ buyurmuşlardır,
5-Oruç, nimetlerin kadrini kıymetini öğretir;
İnsan, elinde olan nimetlerin kıymetini ancak bunlar elinden çıktıktan sonra anlar. Oruç tutmakla bir süre nimetlerden uzak kalan insanın gözünde bu nimetlerin değeri daha iyi anlaşılır.
Bu anlayış insana, onları daha iyi korumasını ve nimetleri kendisine veren Allah’a daha çok şükretmesini öğretir, nimetlere şükür ise onların çoğalmasına vesile olur.
6- Oruç, insana sabır gibi çok yüksek bir alışkanlığı kazandırır;
Oruçlu kimse imsakten (sahurdan) iftara (akşama) kadar yeme-içme ve şehvetten kendini korumak suretiyle bir nefis mücadelesi yapmış olur. Bu ibadeti ancak sabırlı kişiler başarabilirler. Sabrın ise dinde çok büyük bir yeri vardır. Nitekim Kuranı Kerimde Cenabı Hak:
قُلْ يَا عِبَادِ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا رَبَّكُمْۜ لِلَّذ۪ينَ اَحْسَنُوا ف۪ي هٰذِهِ الدُّنْيَا حَسَنَةٌۜ وَاَرْضُ اللّٰهِ وَاسِعَةٌۜ اِنَّمَا يُوَفَّى الصَّابِرُونَ اَجْرَهُمْ بِغَيْرِ حِسَابٍ
“(Resûlüm!) söyle: Ey inanan kullarım! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardır. Allah’ın (yarattığı) yeryüzü geniştir. Yalnız sabredenlere, mükâfatları hesapsız ödenecektir.“ (Zümer 10) buyurdu.
Rasûlüllah (sav):
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الصِّيَامُ نِصْفُ الصَّبْرِ
“Oruç sabrın yarısıdır.” buyurmaktadırlar. (İbn Mâce, Sıyam, 44)
Değerli kardeşlerim,
Oruçtan beklenen şey ; Oruç, sadece yemeyi ve içmeyi bırakmak değil, aynı zamanda kötülüklerden uzaklaşmaktır. Midemiz, yiyecek ve içeceklerden uzak kaldığı gibi dilimiz de yalandan, ellerimiz haramdan, gözümüz harama bakmaktan, kulaklarımız haram işitmekten uzak durmalıdır.
Rabbim hepimizin günahlarını afeylesin. Bu mübârek ayın bereketinden, feyzinden istifade etmeyi, bayrama günahlarımızdan kurtularak çıkmayı nasip eylesin. Tutmuş olduğumuz oruçları, günahlarımıza kefaret eylesin. Yine bu ayda inzal olunan Kur’ân-ı Kerîmi çokça okumayı, anlamayı ve onunla amel etmeyi hepimize nasip eylesin ..Amin.. Amin.. Amin ..
Selam ve dua ile..
Osman KELEŞ