MODERN ÇAĞIN HASTALIĞI: DÜNYEVİLEŞME
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Âlemlerin Rabbi Allah’a (cc) hamd olsun. Salât ve Selam; Peygamberimiz Hz. Muhammed’in ﷺ ailesinin ve bütün ashabının üzerine olsun.
وَمَا هٰذِهِ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَٓا اِلَّا لَهْوٌ وَلَعِبٌۜ وَاِنَّ الدَّارَ الْاٰخِرَةَ لَهِيَ الْحَيَوَانُۢ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ ﴿
“Bu dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir; ahiret yurduna gelince işte asıl hayat odur, keşke bunu bilselerdi.” (Ankebut 64)
Değerli Kardeşlerim;
Efendimiz ﷺ, Bahreyn halkı ile savaş yapmadan bir barış antlaşması imzalanmış, sonra oraya Alâ b. Hadrama’yı vâli olarak tayin etmişti. Kısa bir süre sonra toplanan cizye vergilerini Medine’ye getirmek üzere “ümmetin emini” olarak nitelediği Ebu Ubeyde b.Cerrahı göndermişti. Ebu Ubeyde b. Cerrah günler sonra bir sabah namazı vaktinde cizyelerle beraber Medine’ye ulaştı, bunu duyan Medineliler Ebu Ubeyde nin etrafında toplandılar, Efendimiz ﷺ, manzarayı görünce ağzından Ümmeti Muhammedi uyarır mahiyette şu önemli cümleler çıktı; “Vallahi bundan sonra sizin için fakirlikten korkmuyorum, ancak ben sizden önceki ümmetlerin önüne dünya nimetlerinin yayıldığı gibi sizin önünüze de yayılıp onların o dünya malı için yanıp tutuştukları gibi sizin de yanıp tutuşmanızdan ve bunun onları helak ettiği gibi sizi de helak etmesinden korkarım.”
Dünya; üzerinde hayat bulduğumuz hayatımızı devam ettirmek için kendisinden istifade ettiğimiz yerdir. Bu yönüyle kendisi ile doğal bir ilişkimiz vardır, hayatımız ona bağlandığı için ondan faydalanma noktasında onunla alakamızı kesmemiz mümkün değildir. Zira Rabbimiz;
وَابْتَغِ ف۪يمَٓا اٰتٰيكَ اللّٰهُ الدَّارَ الْاٰخِرَةَ وَلَا تَنْسَ نَص۪يبَكَ مِنَ الدُّنْيَا﴿
“Allah’ın sana verdiğinden ahiret yurdunu kazanmaya bak ve dünyadan nasibini unutma buyurmaktadır.” (Kasas 77)
Burada problem dünya malına sahip olmak değil, sahip olduklarımızın kölesi olmaktır, yani dünyevileşmektir.
Dünyevileşmek; Yüce yaratıcıyı hatırdan çıkarıp tamamen dünyaya yönelme, ölümü unutup dünyaya dalma, dünyaya kilitlenip, ahireti hiç düşünmeme halidir. Dini inanç, değer ve davranışların insanın hayatından uzaklaştırılması, kişinin Allah’a karşı sorumluluklarını unutup ahirete yönelik hazırlık yapmamasıdır.
Burada asıl problem; ifrat ve tefritten uzak orta halli olamamak, yani dengeyi sağlayamamak, sahip olduğumuz dünya malının kölesi olmaktır.
Burada Hz.İsa’nın; sakın dünyayı ilah edinmeyin ki o da sizi köle edinmesin” sözünü ifade etmek isteriz. Bu paralelde Hz. Mevlana da, “Mal, insan için gemiyi yüzdüren su gibi olmalıdır ama içine girmemelidir. Çünkü içine girdiğinde gemiyi batıran da aynı sudur.” ifadelerini kullanmıştır. O yüzden dünyaya aşırı bağlılık aşırı sevgi de insanın manevi hayatını batırır.
Değeri Kardeşlerim;
Allah (ac), dünyamızı tabiatı itibari ile güzel ve cazip yaratmış, mevki ve makamlara bir tatlılık vermiştir.
Dünya insanın hem sahip olma, haz alma duygularına, hem de başkalarına hakim olma, yönetme arzularına hitap etmektedir. Ayette;
زُيِّنَ لِلنَّاسِ حُبُّ الشَّهَوَاتِ مِنَ النِّسَٓاءِ وَالْبَن۪ينَ وَالْقَنَاط۪يرِ الْمُقَنْطَرَةِ مِنَ الذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ وَالْخَيْلِ الْمُسَوَّمَةِ وَالْاَنْعَامِ وَالْحَرْثِۜ ذٰلِكَ مَتَاعُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَاللّٰهُ عِنْدَهُ حُسْنُ الْمَاٰبِ ﴿
“Nefsânî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, soylu atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere düşkünlük insanlara çekici kılınmıştır. İşte bunlar dünya hayatının geçici menfaatleridir. Hâlbuki varılacak güzel yer, Allah’ın katındadır.” (Ali İmran14)
Efendimiz ﷺ ;
لو أن لبن آدم واديين من مال لأحب أن يكون معهم ثالث ولا يملئ نفسه الا التراب
“Ademoğlu için iki vadi dolusu mal verilse, üçüncüsünü ister onun gözünü ancak toprak doyurur.” (Müttefekun Alyh)
Hadisi şerif, insanın meylini ve doymaz bilmez arzularını ifade etmektedir. Böyle bir ortamda insan kendini dünyaya kaptırıyor ve dünyevileşme başlıyor, faydalanma boyutundan çıkıp gaye edinme boyutuna geçiyor, bir süre sonra maddenin esiri haline geliyor.
Dünyanın güzellikleri ve çekiciliği, dünyaya kendini kaptıran insanın dini hayatını sürekli tüketip duruyor ve onu Allah’tan uzaklaştırıyor.
Kardeşlerim;
Dünya ve ahiret arasında zıtlık yoktur. Hep ‘dünya ahiretin tarlasıdır’ diyoruz, doğrudur fakat dünyanın üç yüzü vardır;
1. Cenabı Hakk’ın esmasına bakar, Bu yüz gayet güzeldir, nefrete değil aşka layıktır.
2. Ahirete bakar, ahiretin tarlasıdır, cennetin mezrasıdır.
3. İnsanın heva ve hevesine bakan yüzü, bu yüz çirkindir, çünkü fanidir, zaildir, elemlidir, aldatır.
Konuyla ilgili Cenab-ı Hak;
اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصَّالِحَاتُ خَيْرٌ عِنْدَ رَبِّكَ ثَوَابًا وَخَيْرٌ اَمَلًا ﴿
“Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür; kalıcı olan iyi davranışlar ise rabbinin nezdinde hem sevapça daha hayırlı hem de ümit bağlamaya daha lâyıktır.” (Kehf 46)
اِعْلَمُٓوا اَنَّمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَز۪ينَةٌ وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ وَتَكَاثُرٌ فِي الْاَمْوَالِ وَالْاَوْلَادِۜ ﴿
“Bilin ki dünya hayatı, bir oyun, bir eğlence, bir gösteriş, aranızda bir övünme, mal ve evlâtta bir çokluk yarışından ibarettir.” (Hadid 20)
Bilinmelidir ki Rabbimiz ahireti kazanmamızı istiyor ve şöyle buyuruyor;
تُر۪يدُونَ عَرَضَ الدُّنْيَاۗ وَاللّٰهُ يُر۪يدُ الْاٰخِرَةَۜ وَاللّٰهُ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ ﴿
“Siz geçici dünya varlığını istiyorsunuz, oysa Allah âhireti istiyor; Allah izzet ve hikmet sahibidir.” (Enfal 67)
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا۠ وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللّٰهِ الْغَرُورُ﴿
“Ey insanlar! Allah’ın verdiği söz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın, o aldatma ustası da (şeytan) Allah hakkında sizi kandırmasın.” (Fatır 5)
Dünyevileşme sebepleri;
1-Nefsin kirliliğinin insana hâkim olmasıyla. O da;
a. Arzularla, isteklerle, şehvetle,
b. Keyfine düşkünlük,
c. Özenme, imrenme,
d. Sabırsızlık, gaflet ve unutma,
e. Etrafımızdaki kötü çevreye uyma.
2-Hayasızlık, utanmazlık,
3-Ciddiyet azalması ( Kur’an’a, İslam’a, Allah’a karşı),
4-Göz kayması, (Göz kayar, gönül kayar, ayak kayar nereye namahreme, dünya malına, yata, kata vb),
5-Şeytanın vesveseleri,
6-İmanı besleyen değerlerimizin hayatımızdan azalması, (İman etmişsek onu besleyen değerler azalmayacak, her zaman imanımız canlı kalacaktır.) Hiçbir şey ahlakımızın bozulmasına ve deforme olmasına sebebiyet vermeyecek. Eğer biz dünyevileşir, dünya sevgisini yeğleyip ahireti ikinci plana atar ve unutursak, imanımızı besleyen değerlere olan bağlılığımız azalacak ve dini hayatımızda bozulmalar söz konusu olacaktır. Kötülüklerin ve bozulmaların sebebi Efendimizin ﷺ ifadesi ile (حب الدنيا) dünya sevgisidir.
Kurtulma yolları;
1-Niyet etmek, istemek, arzu etmek her şeyin başı,
2-İlahi hedeflerimiz olacak,
3-Nefsilik çukurundan kurtulmak gerekiyor,
4-Okumayı bırakmamak (Kuranı, hayatı, kendimizi, toplumu, geçmişi ve geleceğimizi),
5-İmanı kuvvetlendirici faaliyetlerde bulunmak,
6-Her zaman, her daim ahirete bakarak hayatımızı idame ettirmek gerekiyor.
Kardeşlerim;
Anlatılanlar Müslümanın dünyadan tamamen alakasını keseceği anlamına gelmez. İnsanoğlunun hayatı büsbütün terk etmesi mümkün değildir. Elbette ondan faydalanacak ve hayatını sürdürecektir. Önemli olan dengeyi sağlamaktır.
Değerli Dostlar;
Mevlidi nebi haftasındayız, modern çağın (son 1500 yılın) bir numaralı şahsiyeti, dünyanın en etkili insanı olan Efendimiz’in ﷺ, dünyayı teşrif edişinin, yıl dönümündeyiz. O’nu ﷺ konuşuyoruz, örnekliğini anlatıyoruz zira müminin şahsiyetinin inşasında iki temel kaynak vardır. Kur’an ve Sünnet (Sünnet; Allah’ın kitabının, Allah’ın elçisi tarafından evrensel planda hayat sahasında nasıl uygulandığı; Hadis, bu yaşanmışlığın yazılı belgesidir). Bu iki kaynağın ışığında oluşan müminin şahsiyeti eşsiz ve örnek bir insanın karakterini oluşturur. Bu da imanla, ihlasla, salih amellerle, güzel ahlakla olur.
Dünya nimetlerini amaç haline getiren mümin Allah’ı, O’nun rızasını ve ahireti unutacak, böylelikle dünyevileşecektir. Dünyevileşen, seküler hayatın peşine düşen mümin, ihlasla amel etmeyecek ve güzel ahlaklı olma gibi bir derdi olmayacaktır.
İman, amel ve güzel ahlak bütünlüğünü bozmamak gerekiyor. Bu bütünlüğü bozmayan mümin için dünya ve dünya nimetleri (yatı, katı, malı, mülkü, makam mevki) Allah’a ulaşmada bir araç, bir vasıta olmaktan ileri gitmeyecektir.
Rabbim dünyaya aldanmadan hayatını idame ettirmeyi, dünyanın tüm nimetlerini Allaha ve O’nun rızasına ulaşmada araç olarak görebilmeyi bizlere nasip eylesin,
Rabbim bizleri dünya ve ahiret dengesini sağlayan kulların zümresine ilhak eylesin, helal yollardan kazanmayı ve O’nun razı olduğu yerlerde harcamayı nasip eylesin âhir ve akıbetlerimizi hayır eylesin amin…
22/09/2024
Selam ve dua ile…
Osman KELEŞ